top of page

İÇİNİZDE MUHAKKAK BİR YERLERE DOKUNACAK KİTAP; "DOKUNMADAN"


Y’ol Psikoloji ailesinden herkese merhabalar! Bu yazıda Nermin Yıldırım’ın dokunmadan kitabını size anlatmaya çalışacağım.


Kitabı anlatmadan önce arka kapak yazısını bırakmak istiyorum;

Adalet, yirmi dokuz yaşında genç bir kadın. Hayata ve insanlara dokunmadan, ne mutlu ne mutsuz, öylesine yaşayıp gitmektedir. Ta ki doktoru, ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyleyene dek... Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, hayatını didik didik ederek, ilk günahını, masumiyetini kaybettiği ilk gerçek suçunu bulmaya çabalar. Bu uğurda çıktığı yolda kendiyle de, içinde yaşadığı ülkeyle de yeniden tanışacaktır. Dokunmadan, kahramanın hayatı sorguladığı, değişimi yaşadığı ve belki de aşka rastladığı sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor okuru.


“Çocukluğumuz boynumuza asılı bir ip gibi yaşamımız boyunca peşimizden gelir, kimimiz bu ipinde farkında olarak yaşar, ipini tanır. İpin boyunda bıraktığı yaraları sarar, o yaralarla yaşamaya çalışır. Kimimiz ise o ipi ne hisseder ne de görür ölene dek.”


Dokunmadan Nermin Yıldırım’ın okuduğum ilk kitabı fakat neden daha erken bu yazarla tanışmadım diye hayıflandırdı beni. Alıntıdan da aslında anlaşılacağı gibi kitaptaki ana karakterimiz ölümün ne kadar yakın olduğunu fark ettikten sonra çocukluğunda o boynuna asılan ipin peşinden gitmeye karar veriyor. Yavaş yavaş o ipi tanımaya başlıyor. Aslında ipi tanırken bir taraftan da kendini tanıdığına şahit oluyoruz. Yaşamın ilk anlarından itibaren o ipin açtığı yaralar, günahlar hepsini o ipi takip ederek buluyor, yüzleşiyor ve fark ediyor. Ve O ipin peşinden gittikçe gidiyor bir yolculuğa çıkıyor. Yol aldıkça sadece kendini değil farklı insanlarla şehirlerle tanışıyor, anlıyor ve yüzleşiyor. Sadece bir günahın bedelini ödemesi gerektiğini düşünerek o ipin peşinden gidiyor, yola çıkıyor ama aslında bu yol boyunca sadece günahın bedelini ödemiyor sevmeyi de cesaret etmeyi de hayatı da öğreniyor.


Adalet karakteri yaşam ve aslında kendi içinde debelenen, insanlara dokunan bir karakter. Eminim sizin içiniz de bir yerlere dokunacak. Çünkü hepimiz o çocuklukta ki ipin peşinden gitmiyoruz. Alıntıda da dediği gibi bazılarımız fark etmiyoruz bile ama kitabı okudukça insan ister istemez bir şeylerin farkına varıyor. Aslında hepimiz benzer şeyler yaşayıp benzer süreçlerden geçiyoruz. Kimimiz farkına vararak bir şeyler öğreniyor kimimiz ise üzerini kapatarak farkında olmadan hayatını bitiriyor…


“Ne var ki insan ölürken en çok hayallere geç kalıyordu. Vakit daralınca bütün kolaylar zorlaşıyor, mümkünler imkansızlaştırıyordu. Böyle düşündükçe büsbütün gönül koyuyordum kendime. Ruhun büyük mesafeler kat etmesine vesile olacak ufacık adımlar atmayı akıl edebilmek için, ille de ölmek üzere olmak mi gerekiyordu?”


Herkese İyi Okumalar!

40 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page