Merhaba Sevgili Okuyucularım! Umarım hayatınızda her şey yolundadır ve iyi bir süreçten geçiyorsunuzdur.
Doğrusu, hayatımızda bir şeyler ne kadar yolunda giderse gitsin bu bazen iyi hissetmemiz için yeterli gelmeyebilir. Pekalâ somut bir neden gösterilmemekle birlikte mental olarak iyi olamadığımız, odaklanmayı engeleyen, isteksizlik, boşluk hali diye tanımlayabildiğimiz bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Tabi, en güç olanı bu durumu izah etmeye çalışmak olmalı. Benim de şu sıralar içinde bulunduğum bir durum diyebilirim. Bulunduğum bu durumdan bir yandan yakınırken bir yandan da ne yapmam gerektiği üzerine düşünürken aklıma yıllar önce okuduğum, Matthıeu Ricard’ın Kar Manastırı adlı kitabı geldi. Muhtemelen kitabı daha önce duymadınız. Fakat ben hiç vakit kaybetmeden tekrardan okumaya başladım. Öncelerde okumak için pek vaktimi almayan bu kitap şimdilerde her cümleyi tekrar etmeme, üzerine düşünmeme, en önemlisi de iyi hissetmeme vesile oluyor. Sanırım en çokta farklı dönemlerimizde kitapları okumak gerek.
Kitap kapağında “En uzağa, zihnindeki engelleri aşabilenler gider.” sözü yer alıyor. Esasında kitap kapağındaki sözü okumak bile kitaba başlamak için yeterli gelir. Kitaba başlarken çevirisinin iyi, sade, yalın bir dille yazılmış olması, okuyucuya okumayı kolaylaştırdığını fark ettirecektir. Fakat derinlik bakımından bizi biraz zorlayabilir. Kitapta Deçen adlı genç bir çocuğun keşiş olma serüveni işleniyor. Fakat bir süre sonra Deçen’in serüveni bir nevi bizimde serüvenimiz haline geliyor.
Deçen’in yürüdüğü yollardan bizlerde yürüyoruz ulaştığı manstıra bizler de ulaşıyor, Bilgelerin öğütlerini bizler de dinliyoruz. Buda’nın öğütlerini, Ustaların ağzından okurken sakinlik ve dinginliğin kapılarının aralandığını hissedebiliyoruz. Bu noktada evrenselliği yakalayan bir kitap oluyor.
Bazen izlediğimiz bir filmde, sohbet ettiğimiz herhangi bir dostla imkansızlıklar imkanlı hale gelir. İçimizdeki umut tekrardan yeşerir ve aslında Kar Manstırı da tamda böyle bir kitap.
İçinizde, kendinizi ifade etmek isteyen o gücün varlığını tekradan arzuluyorsunuz.
Sıradan yaşamın sorumlulukları altında zorlanıyorken bu kitap ilaç gibi gelecek. Tinsel yaşama Deçe`nin yaklaştığı gibi bir adım daha yaklaşıyorsunuz. Kendi benliğiniz ile başbaşa kalıp hayat üzerine tekradan düşünüyorsunuz.
Sözlerimi Budanın verdiği bir öğüt ile bitirmek istiyor, kitabın ruhunuza huzur katmasını temeni ediyorum.
Hiçbir şeye en küçük zarar bile vermeden, kusursuz bir erdemle davran ve zihnine bütünüyle egemen ol: Buda`nın sana öğüdü işte budur.
Comments