Sahi Mutluluk Ne?

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ile başlayan onlarca masalların mutlu sonla bitmesi, ilk "mutluluğa sahip olma" inancının tohumlarını ekmiş olmadı mı sizce de?

Atalarımızdan beri kodlanıp kodlanıp gelen mutlu bir yaşantı geçirme fikrinin anlam ve önemi neydi sahi? Mutlu bir ömre sahip olan birileri var mıydı hakikaten? Veyahut mutluluğa inanmak beraberinde mutsuzluğa da inanmayı gerektirir ve bu iki keskin kavram arasında sıkışıp kalmaktansa, nötr bir durum tercih edilemez miydi?

İnancın teslimiyetine bırakırken kendimizi mutlu olmak adına her şeyi göze almaya, denemeye razıydık hepimiz. İnsanlık, bir taraftan mutluluk üzerine çaba sarf ederken mutluluğu adlandırma konusunda büyük güçlükler yaşayan, bir taraftan da mutsuzluğunu gizlerken mutlu görünen yüzlerinin ardındaki utanç ve haset duygularının ihtirasına uğrayan, mahkum edilmiş bedenlerden ibaret değil midir?

Şu yaşadığımız günlerde mutluluğu çokça yanlış anlayan, koskocaman bir kitleyle karşı karşıyayız demek isterdim, lakin tarih boyunca mutluluğu hep yanlış anlayıp, yanlış aktardığımızdan ötürü bu günlerde yaşadıklarımızı kanıksıyorum artık.

Değişen dünyamız ile birlikte mutluluk kavramına yüklediğimiz anlamlar da değişti haylince. Mutluluk farklı form ve biçimler içinde raks ediyorken her daim mutlu olma düşüncesinin dayatılmasının verdiği ezikliği yaşıyoruz aslında. Kurulu sistemlerin içinde bocalayıp dururken mutluluk adeta bir sorumlulukmuş gibi sırtlandı omuzlarımıza. Mutlu muyduk yoksa yalnız kendi gerçeğimize mi katlanamıyorduk? Aslında, bu sorularımızın ardı arkası bitmez. Mutluluğun formülleri, mutluluk ölçütleri, mutlu olan insanların özellikleri,mutlu olmak için neler yapılabilir gibi tomarca yazılmış yazılara bir yenisini daha eklemek istemedim esasen. Çünkü temelde beynimizde dolanıp duran sorular üzerinde kafa yormadan, kendi mutluluk ve mutsuzluğumuzla yüzleşmeden geçirdiğimiz mutluluk dünyamızda (!) bir ömür yitirmek ne kadar adaletli olabilir ki?

Gelin, biz tüm söylenen ve yazılanlardan uzakta bu sorular üzerine düşünmeye çalışalım. Mutluluğa erişmeden önce farklı bir pencereden bakmayı deneyelim. Fakat her ne kadar bakış açımızı değiştirsek de, bu mutluluğu kabul ettiğimiz gerçeğini değiştirmeyecek. Sahi, siz hâla mutluluğa inanıyor musunuz?