DOĞAL AFETLERE KARŞI KOLEKTİF DAVRANIŞ GELİŞTİRMEDE

Kolektif Davranış, sosyal etkileşimin sonucu olan ortak bir dürtünün etkisi altındaki bireylerin davranışı olarak tanımlanmaktadır. Kişiler, gruptaki ortak bilinç ile hareket ederler. Bu davranış bazı koşullarda (kriz durumları vb.) ortaya çıkmaktadır. Örneğin, yaşanan bir doğal afet sonrasında toplum birlik ve beraberlik içinde ortak bir bilinç ile hareket eder. Hayatımızın her alanına dahil olan sosyal medyanın da , bu ortak bilinç ile ortaya çıkan davranışta etkisi olduğu düşünülmektedir.

Çeşitli araştırma sonuçları afetler sırasında sosyal medyanın yararları üzerinde durmuş, sosyal medyayı afetle ilgili bilgilerin iletilmesi için ek bir kanal olarak göstermiştir. Kriz zamanlarında, ilgili bilgilerin hızlı ve etkili bir şekilde paylaşılması, afetten etkilenen insanların kurtarılması için büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla, etkilenen insanlar tarafından sosyal medya üzerinden paylaşılan bilgilerin yalnızca durum hakkında daha geniş bir farkındalık yaratmaya yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda kolektif olarak müdahale etmek ve yardım faaliyetlerini organize etmek için de zemin sağladığı söylenebilir.


Genel olarak, afet durumlarında, etkilenen bireyler arasındaki paniğe rağmen, insanlar yine de toplum yanlısı davranışlarda bulunurlar. Bireyler kriz durumuyla yüzleşmek için üstlenebilecekleri olası eylemleri değerlendirerek oldukça rasyonel davranmakta, örneğin birbirlerine yardım etmek için geçici grup girişimlerinde bulunmaktadırlar. Bu tür gayri resmi, spontane grup girişimleri belirli bir amaç etrafında ‘’kolektif davranış’’ olarak adlandırılır. Mevcut araştırmalar, sosyal medyanın afet durumlarında kolektif davranışı kolaylaştırdığı iddiasını desteklemektedir, ancak bunun altında yatan nedensel mekanizmalar bilinmemektedir. Bir afet sırasında sosyal medyada kolektif davranış nasıl ortaya çıkmaktadır ve kolektif davranışın ortaya çıkmasına yol açan nedensel mekanizmalar nelerdir? Muakkamala ve diğerleri, 2015 yılında Hindistan- Chennai’da meydana gelen sel ile ilgili Twitter’da bu doğal afet ile ilgili atılan tweetleri baz alarak bir araştırma yaparak bu sorulara cevap aramıştır. Yapılan araştırma sonucunda, kolektif davranışın bir dizi faaliyet aracılığıyla nasıl ortaya çıktığını açıklayan bir süreç modeli keşfedilmiştir. Bu model dört aşamadan oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla; kolektif farkındalık, kolektif endişe, kolektif empati ve kolektif destek.


Kolektif farkındalık (Collective awareness)

Sosyal medya platformları insanlar arasında kolektif bir farkındalık yaratılmasına olanak sağlamaktadır. Özellikle çevreden gelen bilgiler bireyler arasında farkındalığın artmasına yol açabilir ve bu farkındalık onların eylemlerini uygun şekilde kontrol etmelerine yardımcı olur. Özellikle afetler sırasında, sosyal medya kullanıcılarının bilgi arama ve paylaşma amaçlı çevrimiçi faaliyetleri hızla artmaktadır. Bir afet sırasında sosyal medyanın kullanım alanlarından biri de "afete hazırlık bilgisi sağlamak ve almak "tır. Sosyal medyada insanlar, beklenen olaylarla ilgili bilgileri yaymak için haber raporlarını ve çeşitli medya kaynaklarını (özellikle uyarı ve tavsiye türü bilgileri) paylaşmaktadır. Afet farkındalığı kullanıcılar arasında kolektif olarak yaratılmaktadır. İlk bilgilere ve durumsal güncellemelere ek olarak, eleştiri de aynı zamanda olayın sorumluluğuna ve "olayların sosyo-politik nedenlerine ve sonuçlarına" ilişkin farkındalık yaratır. Bilgi, çoğu zaman doğrudan felaket olaylarıyla ilgili olmasa da, kullanıcıların görüşe dayalı eleştirileri yine de farkındalık yaratır. Kısacası kolektif farkındalık insanları felakete karşı daha dikkatli hale getirir. Bu dikkatlilik hali, yavaş yavaş afetten etkilenecek insanlar için endişeye yol açar. Bu endişe sosyal medyada farklı şekillerde gösterilebilmektedir.

Kolektif Endişe (collective concern)

Bir felaketin kolektif farkındalığı genellikle endişeye yol açar. Afetler sırasında, herkes aynı zorlu koşullarla karşı karşıya olduğundan, insanlar başkalarına karşı veya kendi aralarında endişe göstermeye başlar. Korku ve endişeler, insanlar durumun kötüye gittiğini fark ettiklerinde başlar. Sosyal medyada endişe duygusu, tweet şeklinde manevi destek göstererek (Takahashi vd. 2015) topluma duygu ile ilgili (Qu vd. 2011) desteğin ifade edilmesi yoluyla ortaya çıkar. Çevrimiçi ortamda aktif olan insanlar güncel bilgileri paylaşmakta, ihtiyaç sahiplerinin sele hazırlanmasına yardımcı olmakta, acil durum iletişim bilgilerini önceden paylaşmakta ve ayrıca sığınak için topluluk bilgilerini paylaşmaktadır (Palen 2008). Kolektif endişe örnekleri şunlardır: "Dualarım seninle Chennai. Yağmurlar dinene kadar güçlü ve sıkı olun. #chennairains ??" - "Sathyam Sinemaları Royapettah AGS Sinemaları Villivakkam Phoenix Alışveriş Merkezi Mayajaal OMR - yağmurda mahsur kalanlar için açık. #ChennaiRains"


Ayrıca, endişe insanları toplumu desteklemek için başka yollar aramaya motive eder. Önceki araştırmalar, insanların devlet kurumlarına olan güvenlerini kaybettiklerinde, farklı sosyal medya platformlarının ortaya çıktığını ve insanların bunları bilgi paylaşmak için bir kaynak ve ortam olarak kullandığını göstermektedir. Bununla birlikte, sosyal medyada çok hızlı yayılan ve insanlar arasında endişeyi tetikleyebilen yanlış ve yanıltıcı bilgi sorunu da vardır. Oysa "söylenti, bilgi ve psikolojiyi çevreleyen kolektif bir davranış biçimidir" (Oh ve ark. 2010).


Kolektif Empati (collective empathy)

İnsanlar "benim için önemli olan başkaları için de önemlidir" hissine kapılmaktadır. İnsanlar ihtiyacı olanlar adına yardım istemeyi kendilerine görev edinirler. Buna ek olarak ya da alternatif olarak, ihtiyaç sahiplerinin taleplerini yerine getirmek için aktif olarak yardım sağlarlar ve tahliye-kurtarma gibi yardım faaliyetlerine katılmaya başlarlar. Algılanan ihtiyacın yanı sıra, başkalarının refahına değer vermek de yardıma muhtaç kişilere empati duymanın öncüllerinden biridir ve bireylerdeki yardım etme doğasını artırarak pro-sosyal motivasyonlarını meydana getirir. Empatiden kaynaklanan motivasyon, gerçek zamanlı yardım koordinasyon faaliyetlerine aktif olarak katılmayı sağlar.

Kolektif Destek (collective support)

Sosyal medyadaki olumlu işbirlikçi sosyal etkileşimler, etkilenen bireylere yardım etmekle ilgili faaliyetleri artırmaktadır. Toplanma, muhakeme etme, yönetme ve düzenleme ve harekete geçme gibi sosyal uygulamalar bir afet sırasında farklı paydaşlar tarafından gerçekleştirilir. Empati ve sorumluluk, gönüllülük için iki ana içsel motivasyon kaynağıdır. Afetler sırasında, sosyal medyada birkaç aktif gönüllü, etkilenen bireylerle ilgili ihtiyaç ve aciliyet bilgilerini toplar ve bir araya getirir. Daha sonra, ihtiyaç sahiplerinin yardım taleplerini tamamlamak için malzemeleri ve gönüllüleri harekete geçirirler. Gönüllüler, talebin yeri ve talebin tamamlanması için gerekli ihtiyaçların toplanması ve dağıtılması ile ilgili bilgileri paylaşarak ve kategorize ederek kendi kendilerini organize ederler. Faaliyetleri kendi aralarında koordine ederken, gönüllüler aktif, eyleme geçirilebilir ve gerçek zamanlı müdahale ve yardım faaliyetlerinde bulunurlar.

Bu dört aşamayı özetlemek gerekirse, ortaya çıkan genel kolektif davranış olgusu, çevrimiçi sosyal medya kullanıcıları arasında farkındalık yaratan bir felaketin başlaması gibi bir tetikleyici tarafından başlatılır. Bu süreç boyunca bir felaketin ilk aşamalarında, tetikleyicinin yarattığı farkındalık nedeniyle çevrimiçi kullanıcılar etkilenen bireyler için endişe göstermeye başlar. Sosyal medya kullanıcıları tarafından ifade edilen kolektif endişe, etkilenen bireylerle ve içinde bulundukları savunmasız durumla bir empati duygusuna yol açar. Empati, etkilenen bireylere kurtarma ve yardım desteği sunmak için çevrimiçi kullanıcılar tarafından koordinasyon ve işbirliği çabalarının seferber edilmesine yol açmaktadır. Bu pro-sosyal çevrimiçi kolektif davranışın hem çevrimiçi hem de daha önemlisi çevrimdışı kurtarma-saha faaliyetlerine yol açtığı söylenebilir.

Erken bir aşamada bir felaketle ilgili farkındalık, sosyal medya kullanıcılarını yaklaşan bir felaketle ilgili bilgi paylaşma ve alma konusunda dikkatli hale getirir. Kolektif farkındalık "etkilenecek bireyler" için endişeyi tetikler veya endişeye neden olur. Endişe nedeniyle, kullanıcılar acil durum numaralarını önceden paylaşmak, sığınakların bilgilerini listelemek gibi çevrimiçi hazırlık faaliyetlerinde yer almaya başlar. Bu endişe, yardıma ihtiyacı olan kişilere karşı empati duyulmasına da yol açar. Empati duygusu, bireyleri hem çevrimiçi hem de çevrimdışı platformlarda yardım koordinasyon faaliyetlerinde aktif rol almaya motive eder. Bu süreç dizisi, insanların bilgi paylaşma davranışlarının neden ve nasıl değiştiğini ve olay ilerledikçe işbirlikçi ve ortak faaliyetlere yol açtığını açıklamaktadır. Bu araştırma ile sosyal medyadaki sanal gruplarda kolektif davranışın nasıl ilerlediğini göstermek için geliştirilen süreç modeli aracılığıyla nedensel mekanizmalara ışık tutulmuştur.
Afetler sırasında insan gruplarının afet müdahale faaliyetlerinde aktif rol almak üzere bir araya geldiği mevcut literatürde açıkça görülmektedir. Bu araştırma sonucunda, afetler sırasında etkilenen insanlara yardım etmek için sosyal medyadaki sanal gruplarda kolektif davranışın nasıl ilerlediği görülmektedir. Bu sonuç sosyal medyanın kendi kendini organize ederken sanal ve ortaya çıkan gönüllü gruplar arasındaki sinerjiyi kolaylaştırdığı için de önceki araştırmalarla tutarlıdır. Buna ek olarak, kolektif farkındalık, kolektif endişe, kolektif empati ve destek gibi koşulların/faaliyetlerin, insanların kolektif davranış biçimleri olarak hissetmesi, tepki vermesi ve hareket etmesi için gerekli koşullar olduğu savunulmaktadır.

Referanslar:

Mukkamala, Alivelu and Beck, Roman, "THE ROLE OF SOCIAL MEDIA FOR COLLECTIVE BEHAVIOR DEVELOPMENT IN RESPONSE TO NATURAL DISASTERS" (2018). Research Papers. 109. https://aisel.aisnet.org/ecis2018_rp/109

Diğer Yazılarımız