KAZA NASIL GERÇEKLEŞTİ?



1848 yılında 25 yaşındaki demiryolu işçisi olan Phineas Gage, Cavendish VT’deki yeni demir yolu hattı için kayaları patlatıyordu. Kayaların içini oyar, patlayıcıyı yerleştirir ve sıkıştırma demiri olarak bilinen 5 kiloluk metal bir çubuk yardımıyla içini kumla doldururdu.

Fakat bu sırada metal çubuk, yüke dokunan bir kıvılcım yarattı. Güney Kaliforniya Üniversitesi Keck Tıp Fakültesi nöroloji doçentlerinden Jack Van Horn, bunun sıkıştırma demirinin yukarı ve delikten dışarı fırlamasına, sol yanağından geçip göz yuvasının arkasından ve başının üzerinden dışarı çıktığını söylüyor.

Gage ölmedi fakat sıkıştırma demiri, beyninin sol frontal lobunun büyük bir kısmını parçaladı ve Gage’in bir zamanlar dengeli olan kişiliğini büyük ölçüde değiştirdi.


Kaza Sonrası

Gage kazadan sağ kurtulmuştu ve kazadan hemen sonra bilinci yerindeydi ve konuşabiliyordu. 10 gün sonra ise neredeyse bilinçsiz olduğu kısa bir süreden geçti bu yüzden doktorlar öleceğini tahmin ediyorlardı. Gage kendini kısa sürede toparladı ve birkaç ay içinde fiziksel gücünü geri kazandı ve işine geri dönebildi.  Bedensel veya konuşma bozukluğu yoktu ve hafızası yerindeydi. Fakat Gage’in kişiliği, iş arkadaşlarının artık onun aynı Gage olmadığını söyleyecek kadar (kısa süreliğine de olsa) değişmişti. Bazıları Gage’i kazadan sonra huzursuz, saygısız ve güvenilmez olarak tanımlıyor fakat gerçekten deneyimlediği kişilik değişimlerinin tamamı bilinmiyor. Kazadan önceki ve sonraki kişiliği ve davranışları hakkında az şey belgelenmişti. Kazadan sonra Gage’i tedavi eden doktor John Martyn Harlow‘un yazdıklarına göre ‘’düzensizdi, saygısızdı ve daha önce hiç onun alışkanlığı olmayan üst seviyede bir ağzı bozukluğa sahip olmuştu.’’ Kısa bir süre sonra Gage’in vakasını Doktor John Martyn Harlow devralmıştı. Harlow’un söylediğine göre Gage’in bilinci tamamen açıktı ve Harlow’u hemen tanımıştı fakat kanamadan dolayı yorgundu.


Harlow, ilerleyen birkaç gün içinde Gage’in konuşmakta zorluk çektiğini fark etti fakat arkadaşlarının isimlerini sayabiliyordu ve kanaması durmuştu. Gage, 23 Eylül’den 3 Ekim’e kadar olan süreyi yarı komada bir halde geçirmişti fakat 7 Ekim’e kadar yataktan kalkıp birkaç adım atabilmeyi başarabilmişti. Harlow, 11 Ekim’e kadar olan sürede Gage’in zihinsel işlevlerinin ilerlemeye başladığını ifade etti. Kazadan bu yana ne kadar süre geçtiğini hatırlamıştı ve kazayı net bir şekilde tarif edebiliyordu. Gage, sosyal becerilerini geri kazanmış veya korumayı başarmış olmalı ki 1982 yılında Şili’de posta arabası sürücülüğü işi almayı başarmıştı. Yedi yıl sonra annesi ve kız kardeşiyle yaşamak için sağlıksız bir şekilde Kaliforniya’ya taşınmıştı. Gage, kazadan neredeyse 12 yıl sonra epileptik nöbetler sebebiyle hayatını kaybetti. Kafatası ve sıkıştırma demiri ise Harvard Tıp Fakültesi’nin Cambridge Massachusetts’teki Warren Anatomi Müzesi’nde kalıcı bir şekilde sergileniyor.



Phineas Gage’in Kişiliği Nasıl Değişti?

Harlow’un yazılı belgelerinde Gage tamamen iyileşmiş olarak kabul ediliyor ve eski işi olan ustabaşılığa yeniden başvuracak kadar iyi hissettiği yazıyordu. Fakat kazadan önce Gage’in verimli ve becerikli olduğunu söyleyen iş arkadaşları, Gage’in kişiliğindeki gözle görülür değişimlerden dolayı artık ona iş teklif edemiyorlardı.

Marlow onu şu şekilde tanımlıyor; ‘’zihinsel yetenekleri ve hayvani eğilimleri arasındaki denge yok olmuşa benziyor. Düzensizdi, saygısızdı ve daha önce hiç onun alışkanlığı olmayan üst seviyede bir ağzı bozukluğa sahip olmuştu. Arkadaşlarına çok az saygı gösteren, arzularıyla çatıştığında kısıtlama veya tavsiyeye tahammül gösteremeyen, bazen inatçı bir şekilde dik başlı ancak kaprisli ve kararsız, gelecekteki işleri için birçok plan yapıyor ve bunlar genellikle daha cazip görünen diğer planlar için yarım bırakan birine dönüşmüştü. Zihinsel kapasite olarak bir çocuğu andırıyordu fakat güçlü bir adamın hayvani tutkularına sahipti.‘’ Okulda eğitilmemiş olsa da kazadan önce oldukça dengeli bir zihni vardı ve onu kurnaz, zeki bir iş adamı, oldukça enerjik ve iş planlarının hepsini uygulamakta oldukça istikrarlı biri olarak bilen kişiler tarafından örnek alınan birisiydi. Zihni o kadar köklü bir değişim geçirmişti ki arkadaşları ve tanıdıkları onun artık Gage gibi olmadığını söylüyorlardı. Harlow’un bildirilerinden yola çıkarak Gage’in yaşadığı kaza sonucu değiştiği söylenebilir. Yazılı belgeler Gage’in kazadan dolayı gerçekleşen sosyal bir kısıtlama sonucu olarak yersiz olarak görülen davranışlarda bulunduğunu ima ediyordu.


Beyin Hasarı

Gage 1861’de hayatını kaybettiği zaman kafatası Harlow tarafından geri kazanılanana kadar otopsi yapılmamıştı. Büyük ölçüde kişilik değişikliğine yol açan beyin hasarının sol ön frontal loba alınan hasar sonucu olduğu düşünülüyor.


Beyin hasarını incelemeye yönelik karmaşık bilgisayar tabanlı yöntemlerin beynin diğer alanlarının etkilenip etkilenmediğini araştırmak için kullanılabilmesi 1994 yılına kadar mümkün değildi. Damasio ve diğerleri, sıkıştırma demirinin birebir giriş ve çıkış noktalarını Gage’in kafatasından ölçüler ve nöro-görüntüleme kullanarak kopya model üzerinde belirlediler. Demirin yol açtığı hasarın hem sağ hem de sol prefrontal kortekslere zarar verdiği görüldü. Sol ve sağ korteksler, duyguların işlenmesi ve mantıklı karar vermeden sorumludurlar. Bundan dolayı Gage’in bu alanlarda eksiklikleri olduğu öngörülebilir. Daha sonra Ratio ve diğerleri tarafından yapılan çalışmada da Gage’in beynindeki hasar ve sıkıştırma demirinin giriş ve çıkış yeri incelendi.  Damasio ve diğerlerinin kullandığı gibi kopya yerine Gage’in kendi kafatası kullanıldı. Ratio ve diğerleri, bilgisayarlı tomografi taramaları (Pet-CT) yaparak beyni üç boyutlu olacak şekilde yeniden yapılandırdılar ve bunun sonucunda beyindeki hasarın sol frontal lob ile sınırlı kaldığını ve sağ tarafa etki etmediğini buldular. Daha yeni olan çalışmalarda Van Horn ve diğerleri, Gage’in kafatasının bilgisayarlı tomografi taramasını ve Gage’in o zamanki yaşına yakın yaştaki erkek katılımcılardan elde edilen manyetik rezonans görüntüleme (MR) verilerini kullandılar. Elde ettikleri sonuçlar Ratio ve diğerlerinin çalışmalarını destekledi. İkisinin sonucunda da demirin yalnızca sol tarafa zarar verdiği görüldü.

Van Horn ise araştırmasında bir adım ileri gitti ve Gage’nin beyin hasarı sonucu hasar gören beyaz ve gri maddelerin potansiyel seviyelerini kontrol etti. Beyaz madde beynin derinliklerindedir ve motor ve duyu fonksiyonları için önemli olan beyin etrafındaki yaşamsal bağlantıları kurar. Beyindeki gri madde ise dikkat, hafıza ve düşünce gibi yüksek öğrenim alanları için önemlidir. Van Horn’un araştırması, Gage’in %11 oranında beyaz madde ve %4 oranında gri madde kaybettiğini öne sürer. Beyaz maddenin yenilenme özelliğinin olması Gage’in iyi bir şekilde iyileşmesini açıklar niteliktedir. Van Horn ve diğerleri Gage’in beyaz maddesine gelen hasarı, Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklar sonucu oluşan hasar ile kıyasladılar. Bu bulgu, beyaz maddedeki değişimlerin büyük ölçüde Alzheimer hastalığı ile ilişkili olduğunu bulan diğer çalışmalar tarafından desteklenmektedir.
Gage’in kişiliğindeki belirgin değişimin erken Alzheimer başlangıcı olduğu savunulabilir fakat Doktor Harlow, Gage’in davranışlarını aylar ve yıllar sonra Alzheimer hastalığının semptomlarının ortaya çıkmış olabileceği zamanda değil de yalnızca kazadan kısa bir süre sonra kaydettiği için Gage’in kesin bir şekilde bu hastalığa sahip olup olmadığını bilmek mümkün değildir.



Sonuç
Gage’in beyin hasarı üzerinde araştırma yapan çalışmaların tümü, kazanın etkilerini tam olarak bilmediğimiz için sadece tahmindir. Beyin dokusunun birazının tahrip olduğunu biliyoruz fakat Gage’in kazadan sonra muzdarip olduğu bazı enfeksiyonlar sonucu daha fazla beyin dokusu tahrip olmuş olabilir.
Sıkıştırma demirinin Gage’in kafatasına girdiği tam konumu milimetresine kadar bulabilmiş değiliz. Beyin yapısı kişiden kişiye göre değiştiği için araştırmacılar Gage’in beyninin hangi kısımlarının tahrip olup olmadığından tam olarak emin olamıyorlar.


Phineas Gage’in Etkisi
Gega’in vakası sinir bilimi alanı için önemlidir. Kaza sonrası belgelenen davranış değişimleri, beynin belirli kısımlarının belirli işlevlerle ilişkilendirilmesi anlamına gelen beyin fonksiyonlarının yerlerinin belirlenmesinde güçlü kanıtlar sunmuştur.
Bu vaka günümüzde sinir bilimcilerin frontal korteksin işlevini daha iyi anlayabilmelerine olanak sağlamıştır. Frontal korteksin dilin işlevleriyle, karar vermeyle, zekayla ve muhakeme yeteneğiyle ilişkilendirilebileceği anlaşılmıştır.
Gage’in vakası, frontal lobun kişilikle direkt olarak ilgili olduğunu öne sürek ilk kanıtlardan biri haline gelmiştir. Beyindeki doku bozulmalarının insanda kalıcı eksikliklere yol açtığına inanılıyordu fakat aldığı hasarlara rağmen Gage’in kayda değer bir şekilde iyileştiği ve çoğunlukla normal bir hayat yaşadığı kanıtlanmıştı.

Malcolm Macmillian adlı bir psikolog tarafından Gage’in kayıp becerilerini tekrar öğrendiği bile ileri sürülmüştü. Frontal loblarına hasar alan insanlar genellikle görevleri tamamlamakta zorluk çekerler, dikkatleri kolay dağılır ve plan yapmakta zorlanırlar. Frontal lobuna aldığı hasara rağmen Gage’in odaklanmayı, bir rutine sahip olmayı, rotaları bilmesini ve aynı zamanda çoklu görev yapmasını gerektiren bir antrenör sürücüsü olarak çalıştığı bildirilmiştir. Bu nedenle Macmillian, Gage’in frontal lobuna aldığı hasarın bir şekilde kendini onardığını ve kayıp işlevlerini geri kazandığını öne sürer. Beynin bu şekilde değişebilmesine nöroplastisite adı verilir.

Gage’in hikayesi zamanla yeniden anlatılmıştır ve bu bazen Gage’in kişilik değişiminin abartılmasına sebep olmuştur. Bazı popüler bildiriler Gage’i kazadan önce çalışkan ve kibar bir adam olarak, kazadan sonra ise saldırgan, sahtekar ve işini elinde tutamayan ve fakir olarak hayatını kaybetmiş sarhoş bir adam olarak tanımlamışlardır. Bazıları ise hiçbir kanıt olmadan Gage’in kazadan sonra bir psikopata dönüştüğünü ileri sürüyorlardı. O zamanlar Gage ile iletişimde bulunmuş insanların sundukları bilgilere göre Gage’in kişilik değişimi söylenildiği kadar da aşırı değildi ve bazı belgelerin bizi inandırdıklarının aksine oldukça verimli çalışan bir insandı.

Kaynakça



Diğer Yazılarımız