SERİ KATİLLER VE ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

Antisosyal (toplumdışı) kişilik bozukluğu, sık sık yalan söyleme, dürtüsellik, sinirlilik-saldırganlık, tutuklanmaya sebep olacak davranışlar sergileme, başkalarının haklarını çiğneme, yasal yükümlülüklere uymama, gelecekle ilgili plan yapamama, başkasına kötü davranma-incitme ve yaptıklarından dolayı pişmanlık duymama gibi davranışları içeren bir B kümesi kişilik bozukluğudur. Bu bozukluğun teşhis edildiği kişiler, yaptıklarından dolayı hiçbir utanç, pişmanlık ya da suçluluk duygusu göstermezler (Lester, 1995). Bu hastalık, 15 yaşından önce davranış bozukluğu olarak varsayılır. Bu teşhis için kişide bu tür davranışların 15 yaşından beri süregelmesi gerekir ve en az 18 yaşında olması gerekmektedir (APA,2013).


Bu kişilik bozukluğu, bazı seri katillerde görülmektedir. Bugüne kadar yaklaşık 17 ünlü seri katile antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi konmuştur (Ted bundy, Dennis Radder vs.). Bu davranış ve eylemler, bireyin içsel faktörlerine atfedilir, para gibi dışsal motivasyonlarla hareket etmeyip; birincil güdüleri öldürmenin heyecanı olur (Lester, 1995). Pek çok seri katil, antisosyal kişilik bozukluğu profiline uysa da, her katil antisosyal kişilik bozukluğuna sahip değildir. Kısacası bu hastalık cinayet davranışının bir göstergesi olarak kullanılamaz (Simons, 2001).


Genetik faktörler, beyin yapısındaki farklılıklar, yetiştirilme tarzı bu hastalığın sebepleri arasında gösterilebilir. Bu bozukluğa sahip kişilerde beynin muhakeme ve plan yapma ile ilgili kısmından sorumlu olan frontal lobda değişiklikler olduğu kanıtlanmıştır (Cherry,2022). Ayrıca yapılan araştırmalar, bu kişilik bozukluğunun muhtemelen kalıtımla güçlü bir şekilde bağlantılı olduğunu ve çevresel etkilerin gelişimini şiddetlendirdiğini göstermektedir. Raine ve diğerleri (2000) ise, ASKB’na sahip bireylerin sağlıklı kişilere kıyasla prefrontal gri madde hacminde %11,0 azalma olduğunu buldular.


Yetiştirilme tarzı, çocukluk da sebepler arasında gösterilebilir. Çocukluğunda istismar yaşayan seri katiller savunma mekanizmalarını yeterince geliştiremez ve kullanamazlar (Simons,2001). Yaşadıkları hüsranı ifade etmelerinin tek yolu öfke ve şiddet oluyor ve bu da yetişkinken sergiledikleri şiddet riskini artırıyor. Çocukluk ve ergenlik yıllarında yaşanılan ihmalkâr deneyimler, seri katillerin kurbanlarını kontrol etme ihtiyacına ve cinsellik ile şiddet arasındaki sadist (bir kişiye acı yaşatmaktan zevk almak) ilişkilerine katkıda bulunan sapkın davranışlar oluşturmasına sebep olur. Duygusal olgunluğa erişmemiş olan seri katil bu şiddetli-sadist fantezilerle baş edemez. Birey, biçimlendirici psikoseksüel gelişimi boyunca, sapkın yollarla cinsel olarak tatmin olmaya başlar" (O'Reilly-Fleming, 1996). Bu sapkın davranış, röntgencilik, uygunsuz teşhir gibi rahatsız edici bir suç olarak başlayabilir. Partnerlerle tuhaf fetişlere ve sapkın cinsel eylemlere yol açacak şekilde bu davranışlar ilerleyebilir. Burada kontrol uygulamak zorunda kalır ve karşılığında tatmin elde etmek için partnerini küçük düşürür. Cinsel dürtüler, arzular ve kontrol ihtiyacı, güçlendirmeden kaynaklanan heyecanın nasıl erotikleştirildiğini açıklar. Sapkın birey sonra hoşgörü geliştikçe bunu işkence, tecavüz ve cinayet seviyelerine taşır. Bu noktada katil, yalnızca ihlal yoluyla yoğun uyarılma yaşamaya şartlandırılmış olur. Katil, eylemlerinden önce, eylemini uygularken veya sonrasında pişmanlık duymaz ve kurbanına karşı hiçbir sempati duymaz. Antisosyal kişilik bozukluğu, mağdura verdiği acıyı anlamadan tam bir kişisel tatmin elde etmesine izin verir (Simons, 2001).


Bu bilgiler ışığında bu hastalığa sahip en bilindik seri katillerden biri olan Amerikalı Ted Bundy’nin idam ile sonuçlanan hayatına kısa bir göz atalım. 1970'lerde (ve muhtemelen öncesinde) çok sayıda genç kadın ve kıza karşı cinayet, tecavüz, adam kaçırma ve nekrofili eylemleri (ölü bedene yönelik cinsel istek duyma ve ilişkiye girme) gerçekleştirmiştir. 1974-1978 arasında yedi eyalette işlenen 30 cinayeti itiraf etmiş fakat gerçek toplam bilinmemektedir. Babasız olan Bundy, erken çocukluğunu biyolojik annesinin aslında kız kardeşi olduğuna inanarak (gayrimeşru çocuk damgalamasından kaçınmak için tasarlanmış bir aile hilesi) annesi tarafından büyükanne ve büyükbabasının evinde yaşayarak geçirmiş (Schug&Fradella, 2015). Erken yaşta, rahatsız edici davranışlar sergilediği bilinmektedir. Üç yaşındayken uyuklayan teyzesini kasap bıçaklarıyla çevreleyip teyzesi uyandığında gülümseyerek yatağın yanında durduğu söylentiler arasındadır. Onlu yaşlarının sonlarına geldiğinde ise geceleri röntgencilik yaptığı bilinmektedir. Üniversite terkiyken, daha sivil bir görünüm benimsemeye çalıştı. Örneğin bir kapkaççıyı kovaladığı için polis tarafından takdir edildi, saygın bir psikoloji onur öğrencisi oldu ve bir intihar yardım hattında çalıştı. Üniversiteden sonra, hukuk ve siyaset alanında da iyi bir kariyere sahipti. Bundy'nin bilinen ilk cinayet serisi, kurbanları arayan bir devlet kurumunda çalışırken Washington ve Oregon'da meydana geldi. Yakalanmadan kaçtı, daha sonra başka eyaletlerde de cinayetler işledi. Yakışıklılığını ve karizmasını genç kadın kurbanlarının güvenini kazanmak için kullandı. Onları alt etmeden önce engelli numarası yaptığı da söylentiler arasındadır. Utah'ta bir trafik ihlali nedeniyle tutuklandı, sonunda arabasındaki kanıtlardan dolayı adam kaçırmaktan tutuklandı. Florida'da iki kez firar etti ve birkaç şiddetli- ölümcül saldırıdan sonra tutuklandı. Duruşması sırasında Bundy, kendi savunma avukatı olmakta ısrar etti. Psikiyatrik muayeneler, antisosyal kişilik bozukluğu teşhisini gösterdi, ancak bazıları tarafından aynı zamanda prototipik psikopat-çekici, narsist, manipülatif ve pişmanlıktan tamamen yoksun olarak da kabul ediliyor. Bundy, 24 Ocak 1989 tarihinde Florida’da elektrikli sandalyede idam edildi (Schug&Fradella, 2015).

Başta Antisosyal kişilik bozukluğu olmak üzere kişilik bozuklukları, suç ve şiddetle ilgili olarak benzersiz ve zorlayıcı bir sorun oluşturur. Ayrıca, bireylerin "hayatı-zamanı geçirmek" için benimsedikleri stratejiler olduklarından, bu bozuklukların iç görüsü (farkındalık) nadir olabilir ve birey çoğunlukla değişmeye istekli olmayabilir. Ted Bundy için yalan söyleme, manipülasyon, duygusal soğukluk ve şiddetten oluşan bu strateji, en sonunda kendi hayatı olmak üzere birçok masum insanın hayatını ellerinden aldı.



Kaynakça


American Psychiatric Association (2013). Diagnostic Criteria from DSM-5. Antisocial Personality Disorder. American Psychiatric Publishing


Cassandra L. Simons (2001) Antisocial personality disorder in serial killers: The thrill of the kill, The Justice Professional: A Critical Journal of Crime, Law and Society, 14:4, 345-356, DOI: 10.1080/1478601X.2001.9959630


Cherry, K. (2022). What Is Antisocial Personality Disorder (ASPD)? https://www.verywellmind.com/antisocial-personality-disorder-2795566


Lester, D. (1995) Serial Killers: The Insatiable Passion (The Charles Press, Publishers,

Philadelphia).


Schug, R. A., & Fradella, H. F. (2015). Mental Illness and Crime. Thousand Oaks, CA: Sage Publications.


O'Reilly-Fleming, T. (1996) Serial and Mass Murder: Theory, Research and Policy (Canadian Scholars Press, Toronto).

Diğer Yazılarımız