Geçmiş birkaç yüzyılda şehir sendromu adı verilen sanatsal ve tarihsel şaheserler karşısında oluşan psikolojik semptomlar ortaya çıktı. Uzun süreli psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklardan farklı olarak şehir sendromları kısa sürelidir ve sadece şehir ziyaretlerinde görülür. Paris sendromu, Roma sendromu ve Stendhal sendromu örnek olarak verilebileceksendromlardan bazılarıdır. Bu yazıda Stendhal sendromu üzerinde duracağız.
Stendhal sendromu, görülen ya da duyulan sanat eserine karşısında bazı rahatsızlıklara yol açan bir psikosomatik bozukluktur. Bu rahatsızlıklara kalp çarpıntısı, bilinç kaybı, uyuşukluk ve halüsinasyonlar örnek olarak verilebilir. Sendromun ismini 1989 yılında İtalyan psikiyatr Graziella Magherini, on dokuzuncu yüzyıl romantik yazarı Marie-Henri Beyle onuruna verdi.
Magherini’nin araştırmalarına göre, Stendhal sendromunun belirtileri özellikle Kuzey Avrupalı insanlarda görülüyor. En az belirtiler ise İtalyanlarda ve Japonlarda görülüyor. Ayrıca belirtilerin kaydedildiği birkaç çalışma var. Bu çalışmaların verilerine göre Michelangelo’nun David, Caravaggio’nun Bacchus ve Botticelli’nin Venus adlı eserleri sendromun belirtilerinin en çok kaydedildiği eserlerdir.
Stendhal sendromunun belirtileri sadece Florence’da ortaya çıkmıyor, böyle isimlendirilmesinin sebebi sendromun ilk Florence’da tanımlanması. Ayrıca bu sendrom “sanat zehirlenmesi” olarak da adlandırılıyor çünkü sendrom olağanüstü sanat eserleri görüldüğünde ortaya çıkıyor.
Şehir sendromları birbirinden farklı özelliklere sahip olabilir. Örneğin Stendhal sendromunda görülen belirtiler, Paris sendromunun tam tersi şeklindedir. Paris sendromunda, karşılanmayan yüksek beklenti soncu oluşan depresyon varken, Stendhal sendromunda gözlemlenen eserin görkemi karşısında algı ve bilinç kaybı yaşanması vardır.
İsmin Tarihi Geçmişi
Stendhal, yukarıda da bahseldiği üzere, yazar Marie-Henri Beyle onuruna verilmiştir. Beyle, 1783 yılında Fransa’da doğmuş, aşırı hassasiyete sahip bu nedenle de umutsuz romantik bir yazardır. Bu kişilik özellikleri, hayatının her anında, hareketlerinin zemininde, işlerinde ve dünyaya olan bakış açısında etkili olmuştur. 1800 yılında Napolyon donanmasında askeri görevine başladı ve aynı yıl derinden sevdiği ve hatta kendini “Milanolu” olarak tanıtma raddesine geldiği İtalya’da çeşitli askeri aktivitelerle görevlendirildi. Birkaç yıl içinde görev değişikliği yaptı ve çeşitli ülkelerde çalıştı. 1814 yılında Napolyo’nun yenilgisi üzerine İtalya’ya dönüp Milano’ya yerleşti ve tüm ülkeyi gezeceği büyük bir seyahate çıktı.
Beyle, İtalya’ya, insanlarına ve geleneklerine karşı büyüyen sevgisi ile 1817 yılında Stendhal ismini kullanarak yayınladığı ilk romanı “Rome, Naples et Florence”ı yayımladı. Beyle’nin bu takma adı seçmesinin sebebi, Almanya’nın Altmark bölgesinin başkenti olan Stendhal şehrine yaptığı ziyaretti.
Hayatı boyunca Beyle, Fransa’dan İngiltere’ye, İspanya’ya ve çeşitli yerlere gezmeye devam etti. Aşırı sevdiği İtalya’ya 1831 yılında dört yıllık bir göreve atanana kadar dönmedi. İtalya karasuları içerisinde üç yıl daha gezip yaşadıktan sonra memleketi Fransa’ya dönme kararı aldı. 1842 yılında Paris’te inme yüzünden hayatını kaybetti.
Sendromun Bulunuşu
1979 yılında İtalyan psikolog Dr. Graziella Magherini, başhekimi olduğu Santa Maria Nova hastanesinde 106 hastayla beraber bir çalışma yaptı. Bu hastalar müzelerde ve sanat galerilerinde ani panik atak geçiren ve zihinsel dengesizlik yaşadığını söyleyen kişilerdi. Hastaların belirtileri Stendhal’ın kitaplarında aynı yerleri gezerken hissettikleri ile benzerlik gösteriyordu. Hastalar bireysel bir şekilde gözlemlendikten sonra Dr. Magherini şu yaygın özelliklere ulaştı: Belirtilerin klinik başlangıcı aniydi ve etkileri 2 ile 8 gün arası sürüyordu. En yaygın görülen belirtiler ise göğüs ağrısı, çarpıntı, anksiyete ve terlemeydi. En şiddetli durumlardaki hastaların bazıları onlara rahatsızlık veren sanat eserlerine zarar verme ve yok etme eğilimi gösterdikleri söyledi. Dr. Magherini, bu gözlemlerden sonra durumun 3 farklı klinik sunumunu elde etti. Buna gör, hastaların:
%66’sı nöropsikiyatrik semptomlar
%29’u şiddetli durum bozukluğu
%5’i panik atak veya otonom sinir sistemi dengesizliği yaşadığı ortaya konmuştur.
Magherini’nin “La Sindrome di Stendhal” kitabında bu hisler, hastaların müze ziyaretlerinde karşılaştıkları zengin İtalyan kültürü ve önemli tarihi karakterler karşısında duydukları derin etkilenmeye bir tepki olarak tanımlamıştır.
Sendromun Tedavisi
Bu sendromun henüz tam bir tedavisi bulunmamaktadır. Var olan tedaviler sadece sendromun ciddi hasarlar vermesinin önüne geçmeye yöneliktir. Sendromu tetikleyen olası risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörler eğitim seviyesi, yaş ve ziyaret sırasındaki stres düzeyi olabilir. Bu yüzden ziyaretçilere çoğunlukla iyi dinlenmeleri, yeterince beslenmeleri ve su içmeleri önerilir. Bunlara ek olarak ziyaretin sona ermesi ve içinde büyütüldüğü din en büyük risk faktörlerindedir. Din tarihi hangi din olursa olsun sanata derinden bağlıdır. Herkesçe bilinen bir gerçek şudur ki Orta Çağ’daki ya da Rönesans’taki birçok büyük başyapıt kutsal kitaptaki simgeleri, efsanevi becerileri ve olayları sunmak için yapılmıştır. Aynı şekilde birçok sanat eseri katedrallerin, camilerin ve sinagogların duvarlarını kapatmak için kilise ve heyetinin ricası üzerine yapılmıştır. Son olarak, muazzam kültürel geçmişe sahip şehirlere yapılan ziyaretlerin sona ermesi artık ülkesine dönmek zorunda olan ziyaretçide derin bir üzüntü ve melankoli bırakır ve sorgusuz ki bu tatil keyfinin sona erecek olması rahatsız edici semptomların başlangıcına yol açar. Tahminlere bakılırsa, Stendhal sendromundan etkilenen bir kişi, hayatı boyunca bu tarz sanat eserleriyle karşılaştığı her an bu belirtileri tekrar tekrar deneyimleyecektir. Fakat tetikleyen sanat eserinin hatırlanmasının yeni bir semptom başlangıcına yol açıp açmayacağı sorusuna bir yanıt henüz bulunmamaktadır.
Kaynakça
-Datta, S. (2017). Stendhal Syndrome. A psychological response among tourists. Psychol Cogn Sci Open J, 3(02), 66-73.
-Palacios-Sánchez, L., Botero-Meneses, J. S., Pachón, R. P., Hernández, L. B. P., Triana-Melo, J. D. P., & Ramírez-Rodríguez, S. (2018). Stendhal syndrome: a clinical and historical overview. Arquivos de neuro-psiquiatria, 76, 120-123. Yayak, A. (2019). Stendhal (Florence) syndrome as an unclassified disorder. Studies on Ethno- Medicine.