top of page

YEME BOZUKLUĞU VE DEHB: TIKINIRCASINA YEME VE ÖDÜNLEYİCİ DAVRANIŞLARIN DEHB ILE İLİŞKİSİ

Bulimia Nervoza (BN); Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabında (DSM-5), yineleyeci tıkınırcasına yeme dönemleri, sonrasında bu davranışı telafi etmek ve kilo almaktan sakınmak için yineleyen uygunsuz ödünleyici davranışlarda bulunma belirtileri ile tanımlanır. Tıkınırcasına yeme; benzer koşullarda ve sürede çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha fazla yeme ve bu dönem sırasında kişinin yemek yeme ile ilgili kontrolünün olmadığı (örneğin yemek yemeyi durduramama duygusu, neyi ne kadar yediğini farkında olmama durumu gibi) hissi ile açıklanır. Kilo almaktan sakınmak için telafi amaçlı yapılan uygunsuz ödünleyici davranışlara örnek olarak: kendi kendini kusturma, idrar söktürücü ilaçları ya da diğer ilaçları yanlış yere kullanma, neredeyse hiçbir şey yememe ya da aşırı spor yapma gibi davranışlar verilebilir. BN tanısı için diğer bir belirleyici faktör ise kişinin vücut algısıdır. Bulimiası olan kişiler sağlıklı bir kiloda olsalar dahi vücut imajları hakkında endişelidirler. Vücut biçimleri ile ağırlıkları, kendilik değerlendirmelerini aşırı ve uygunsuz bir şekilde etkiler. Diğer yeme bozuklukları gibi BN da yüksek oranda kadınlarda görülen bir bozukluktur. BN kişinin hayatında fonksiyonel bozukluklara sebep olmakla birlikte, bazı medikal ve psikiyatrik bozukluklarla da eş zamanlı (komorbid) olarak görülebilir. Bu bozukluklardan biri ise Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’dur (DEHB). DEHB’nin başta BN ve Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (TYB) olmak üzere yeme bozuklukları ile eş zamanlı görüldüğü bilinse de, bu durumun yaygınlığı hakkında büyük bir bilgi eksikliği olduğu Svedlund ve diğerleri tarafından belirtiliyor.


Bir meta-analizde yeme bozuklukları ile DEHB’nin eş zamanlı görülme oranlarının çocuklarda ve ergenlerde %5.9-7.1, genç yetişkinlerde %5 olduğu verisine ulaşılmıştır. DEHB üç tipe ayrılır: hiperaktif (hiperaktivitenin ve dürtüselliğin baskın olduğu görünüm), dikkatsiz (dikkat eksikliğinin baskın olduğu görünüm) ve birleşik tip. Yaş ilerledikçe DEHB’nin hiperaktivite ve dürtüsellik belirtilerinin azaldığı, dikkatsizlik belirtilerinin ise devam ettiği görülüyor. Kadınlarda DEHB tespit ve tanısının daha geç ve daha nadiren gerçekleştirildiği yazarlarca belirtiliyor ve bunun sebebinin bozukluğun kadınlardaki görünümünün farklı olması ile alakalı olabileceği söyleniyor. Ayrıca DEHB tedavisi söz konusu olduğunda da erkeklere kıyasla kızların ilaçla tedavi edilme olasılığının daha düşük olduğu belirtiliyor. DEHB yetişkinlikte de var olduğu halde uzmanların bu konu hakkındaki farkındalıklarının kısıtlı olduğu da yazarlarca ekleniyor. Böylelikle DEHB ve yeme bozukluğu komorbiditesi de gözden kaçırılıyor. Yeme bozuklukları erkeklere kıyasla kadınlarda çok daha fazla görüldüğü için, bu durum yeme bozukluğu olan kişilerdeki DEHB varlığının ciddi anlamda göz ardı edilmesine sebep olabilir.


DEHB ve Yeme Bozukluklarında Yaygınlık ve Tedaviye Yanıtta Çakışmalar

Yaygınlık hususunda, bir çalışmada, DEHB’si olan kadınlarda yeme bozukluğu gelişme riskinin daha yüksek olduğu verisine ulaşılıyor. Kontrol grubunda BN oranı %0-2 aralığında iken bu aralık DEHB’si olan kadınlarda %1-12 olarak rapor ediliyor. Seitz ve diğerleri, yaptıkları çalışmada, çocuklukta DEHB’si olan kişilerin BN oranı %21 iken, sağlıklı kontrollerde bu oranın %2.5 olduğu sonucuna ulaşmıştır. Yates ve diğerleri tarafından yapılan başka bir çalışmada ise yatılı olarak yeme bozukluğu tedavisi alan 189 kadın hastanın %21’inde en az 6 DEHB belirtisi olduğu gözlenmiştir. Bir araştırmada, DEHB’li genç kızlarda görülen yeme bozukluğu davranışının kısıtlayıcı değil (Anoreksiya Nervozada olduğu gibi), tıkınırcasına yeme ve ödünleyici davranış (BN’de görülen) olduğu görülmüştür. Dürtüsellik, depresyon, kaygı ve düşük özsaygı gibi sorunlar, yeme bozuklukları ve DEHB’de görülen ortak sorunlardır. Aynı zamanda, DEHB’nin yeme bozukluklarının gelişmesinde payı olduğunu belirten bir nedensellik zinciri fikri de öne sürülmüştür.


Tedaviye yanıt konusundaki çakışma ile ilgili olarak; DEHB ve BN/TYB’nin eş zamanlı görüldüğü hastalar stimülan (DEHB tedavisinde kullanılan uyarıcı ilaçlar) tedavisi gördüklerinde, tıkınırcasına yeme ve ödünleyici davranışlarda hızlı ve kayda değer bir azalma olduğu çeşitli vaka raporlarında gözlemlenmiştir. Stimülan tedavisinin BN için gözlemlenen bu etkiliğinin üç muhtemel açıklaması Dukarm tarafından şöyle yapılıyor:

a) BN ve DEHB arasında benzer bir fizyopatoloji olması. Bir hipotez, BN ve DEHB’deki ortak dopamin sistemi bozukluğunun riskli davranışlara (kumar, madde kullanımı veya tıkınırcasına yeme gibi) yol açtığı yönündedir.

b) Tedavi edilmeyen DEHB’nin BN’ya yol açıyor olması.

c) Stimülan ilaçların iştah azaltıcı etkisinin tıkınırcasına yeme ve ödünleyici davranış isteğini azaltıyor olması. Bu durumda stimülan ilaçların BN/TYB üzerindeki etkisinin, eş zamanlı var olan bir DEHB tanısından bağımsız olacağını belirtmek faydalı olacaktır.


BN ve DEHB’nin yüksek yaygınlığı ve kişinin hayatını epey zorlaştıran belirtileri olması ile birlikte, aralarında önemli bir çakışma olması değerlendirildiğinde, bu iki bozukluk arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamaya yönelik daha fazla çalışmanın yapılması, uygun tedaviler ve yaklaşımlarda bulunmak adına çok büyük önem arz eder. Erkeklere kıyasla kadınlarda DEHB tespiti ve stimülan tedavisi uygulanması ihtimalinin düşük olmasının, yeme bozukluklarının çoğunlukla kadınlarda görülmesi durumu ile birlikte, BN yaygınlığının artmasında ve BN tedavilerinin yetersiz kalmasında payı olabileceği de Svedlund ve diğerleri tarafından belirtiliyor.


Svedlund ve diğerleri, kendi yürüttükleri çalışmayı, yeme bozukluğu olan kişilerde DEHB belirtilerinin yaygınlığını (Yetişkin DEHB Öz Bildirim Ölçeği kullanarak) ve öz-bildirim ile öğrenilen bu DEHB belirtilerinin çeşitli yeme bozuklukları arasında nasıl fark gösterdiğini inceleme hedefi ile gerçekleştiriyorlar. 1094 kadın katılımcı ile yapılan bu çalışmanın sonucunda, katılımcıların neredeyse üçte birinde (%31.3) DEHB olma ihtimali gözlemleniyor. Yeme bozuklukları arası yaygınlıktaki fark ile ilgili olarak, Yetişkin DEHB Öz Bildirim Ölçeği, BN’sı olan kişilerde anoreksiya nervozası olanlardan neredeyse iki kat daha sık muhtemel DEHB olduğuna işaret etmiştir. Bu çalışmada da, yakın zamanda yapılan diğer çalışmalarda görüldüğü gibi, klinik DEHB’nin tıkınırcasına yeme ve ödünleyici davranış ile bağlantısı olduğu gözlemlenmiştir.


Sonuç

Sonuç olarak, DEHB ve yeme bozukluklarının birçok ortak belirtisi olmak ile birlikte, bu benzerliklerin çoğunlukla tıkınırcasına yeme ve ödünleyici davranış tipi yeme bozukluğu ile bağlantılı olduğu görülmektedir. DEHB ve yeme bozukluklarının arasındaki bağlantıyı anlamaya odaklı daha fazla çalışma yapılması, yukarıda belirtildiği üzere, çok büyük önem taşıyor. İleride yapılacak olan çalışmalarda daha detaylı DEHB ölçekleri kullanılması faydalı olabilir ve bu iki bozukluk arasındaki bağlantıya dair daha derin bir anlayış geliştirmek adına, yeme bozukluğu tedavisinin kişilerde DEHB belirtilerini nasıl etkilediği ve bunun tam tersi de uzun süreli bir çalışmada incelenebilir.


Kaynakça:

-American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC: American Psychiatric Association.

-Hagan, K. E., & Walsh, B. T. (2021). State of the art: the therapeutic approaches to bulimia nervosa. Clinical therapeutics, 43(1), 40-49.

-Svedlund, N. E., Norring, C., Ginsberg, Y., & von Hausswolff-Juhlin, Y. (2017). Symptoms of attention deficit hyperactivity disorder (ADHD) among adult eating disorder patients. BMC psychiatry, 17, 1-9.

25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page